Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Milliyetçiliğin bu boyuttaki faydasının ihzari oluşu, yine milliyetçiliğin fıtratıyla ilgilidir. Dört başı mamur bir sistem kurmuş ve millet olma haline yönelen bir tehditle karşılaşmayan bir millet için müstakil bir milliyetçiliğe ihtiyaç yoktur. Ancak millet olma hali baltandı hatta yok olduysa bunu yeniden-baştan tesis için, ayrıca büyük çaplı bir reformun halka benimsetilmesi için etno-sembollerle harmanlanmış bir diskur kullanan milliyetçilik şarttır. Türkiye, 1923'teki büyük dönüşümüyle, milliyetçiliğin bu faydasının en müthiş örneği olarak tarihteki yerini aldı. Atatürk'ün vizyoner hamleleri, ancak milliyetçi olduğu ve bu vurguyla yapıldığı için başarılı olabildi. Atatürk'ün karşısındaki mevzi, din anlatısı üzerinden kendisini tahkim ediyordu; bu denli güçlü bir anlatının karşısına, ancak onun kadar güçlü bir başka anlatıyla çıkabilirdiniz. Nitekim Türkiye'nin bugünkü bölünmüş hâli, eski anlatıyı hâlâ mevzi belirleven gericiler ile vatandaş ve Türk olmuş Atatürk Türkleri arasındaki çekişme, böyle bir vurgu olmadan gerçekleştirilecek atılımların toplumun çok daha azı tarafından kültürleştirileceği ve Atatürk'ün ölümüyle rafa kaldırılabileceğini düşündürüyor.
Sayfa 85 - Yenisey KitapKitabı okudu
Atatürk Milliyetçiliğinin Özellikleri Birinci Dünya Harbinden sonra ülkesi işgal edilmiş, esaret altına alınmış bir milleti kurtarmanın yegâne yolunun milliyetçilik duygusu olduğu kadar, yeni kurulmuş Devleti yükseltmenin ve kalkındırmanın yolunun da milliyetçilikten geçeceğini bilen büyük Atatürk, bu ilkeye sıkı sıkıya sarılmıştır. Atatürk
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
CUMHURİYETİ KURAN ANA FİKİR TÜRKÇÜLÜK Düşünürlerimiz Cumhuriyetin ideolojisinin milliyetçilik olduğu hususunda birleşmiştir. Türk milliyetçiliği fikrinin gelişim süreci hakkında farklı yorumlar bulunuyor. Fikri Türkçülüğün-milliyetçiliğin II. Abdülhamit'in hükümdarlık yıllarının başında dil, tarih alanında Ahmet Vefik Paşa ve Süleyman
Mühim notları derledim:
Etimolojik olarak, "millet" (nation), Latince "ırk" veya "doğuş" teriminden türemiştir. İlk çıktığında kabilelerle ilgili bir anlam taşıyordu, fakat sonraları kabaca, sadece bir "halk"ı veya "yöre ahalisi"ni (folk) ve "milliyet"i (nationality) değil, aynı zamanda bağımsız ve hükümran bir
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
Atatürk'ün Sözü
Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lazım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.
Sayfa 109 - Atatürk Araştırma Merkezi YayınlarıKitabı okudu
Irk ile millet birbirine karışmaz. Irk, millete nispetle daha geniş bir topluluktur. Millet, bu geniş topluluk içinden çıkarak ayrılmamış ve belirli vasıflarda bir grup teşkil etmiştir. Irk, biyolojik bir vakıadır. Millet ise, daha çok tarihî bir varlıktır. Özetlersek, millet topluluğunu yaratmakta kan birliği önemli bir etken ise de bu birlik gerçekte hakikat olmaktan çok bir kanaat ve inançtır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük geleceği, şüphesiz ki, Türk gençliği olacaktı. Bu bakımdan Türk gençliğinin milli bir eğitimden geçirilmesi, milli duygularla donatılması gereklidir ki, Türk milleti ve onun büyük devleti bir daha tehlikenin girdabına düşmesin ve hiçbir milletin önünde eğilmesin.
Türk milliyetçiliğinin milletlerarası münasebetlerdeki ifadesi ise, en kısa bir deyişle, hürriyet ve istiklaline sahip bir millet olarak yaşamaktır. Hatta Türk milliyetçiliği için hürriyet ve istiklâl de son bir gaye değil, daha üstün ve insani bir ideale ulaşmak için bir merhaledir. "Bu ideal Türk milletini geniş insaniyet ailesi içinde, bu ailenin en lâyık ve şerefli bir uzvu yapmak, Türklüğü insanlığın hizmetine layık kılmaktır"
Reklam
Bizde daha çok yasaklanıyor :))
Atatürk'ün deyimi ile, "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE" sözünü milli benliğimizin bir ifadesi olarak kullanabiliriz.
Osmanlı Devleti, bir Türk çekirdeği etrafında toplanmış, irili ufaklı, çeşitli soy ve din gruplarından meydana gelmişti. Bu gruplar arasındaki farklar yalnız soy farkı değil aynı zamanda din, dil, duygu ve kültür farkları gibi sosyolojik idi. Müslüman olanları ilk zamanlarda kuvvetli, sonralar zayıflayan bir din birliği bağından başka birlik bağları yoktu. Hıristiyan unsurların ise, devlete bağlılığı sırf siyasi bağlılıktan ibarettir. Bu hal Osmanlı Devleti'nin dağılması ve yıkılmasının başlıca etmeni olmuştur.
Eski Türklerde "bod" sözü, bağımsız, illi ve kağanlı bir Türk toplumu anlamına geliyordu. "Türk Sir Budun", birleşik Türk milleti demekti. Eski Türkler milleti devletin esas kurucusu ve sahibi gibi düşünüyorlardı.
Millet kelimesi, Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayan Cemaatler için kullanılıyor. Bütün Müslümanlar bir ümmet sayılıyor ve "ümmet-i Muhammed" adını alıyordu. Rum, Ermeni ve Yahudileri ifade etmek için ise, etnik bakımdan değil, fakat dini cemaatler olarak millet deniliyordu.
Atatürk'ün Türkçülüğe ve Milliyetçiliğe Yönelişi
Atatürk 14 Eylül 1931 günü bir sohbet sırasında milliyetçiliğe yönelişini şöyle anlatmıştır: “Bizim neslin gençlik yıllarına Osmanlılık telkin ve etkileri hâkimdi. İmparatorluk halkını meydana getiren Türk'ten başka milletlere, bu arada yanlış bir din anlayışıyla Araplara, sarayın, ordu ve devlet iler gelenleri arasında bulunan ırkdaşlarının
Sayfa 217 - Ankara : AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2012.Kitabı okudu
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.